Infinity ELearning

Kurumsal Blog

Oyunlaştırma Ne Zaman ve Nasıl Kullanılmalı?

Son yıllarda üzerinde çok zaman harcadığımız konulardan birisi de oyunlaştırma! Dijital öğrenme projelerinde kullanıcıları daha fazla öğrenmek için dürtmekle neden yoruluyoruz? Türkiye’nin en iyi e-öğrenme şirketi olarak, kullanıcıların ilgi eksikliği bizi düşündüren önemli bir konu. Ama yılmıyoruz, sürekli kişilerin motivasyonlarını ve katılımlarını artırmak için neler yapabileceğimizi kurguluyoruz. 

Bekir Ağırdır ülke çapında Türk halkı neden öğrenmiyor sorusuna yönelik güzel bir araştırma yapmış. Evet öğrenmeyi Türk halkı olarak çok sevmiyoruz, bir şeyi öğrenmemiz için ya zorunlu olması ya da net bir yarar sağlaması gerekiyormuş. 

Dolayısıyla online eğitimde de içerik ve senaryoları ne kadar ilgi çekici yaparsanız yapın, ne yazık ki kullanıcılar tarafından kucaklanmıyorlar.  Kişilerin online derslerimizle etkileşime girmemesi ve onları bitirmek için motive olmamasının birçok nedeni var. Ama kişilerin erteleme alışkanlıklarını kırabilecek, onları dürtebilecek bazı stratejiler de var. 

Örneğin tüm çalışanların üçte ikisinin işten ayrıldığı ve kabaca tüm yetişkinlerin aynı yüzdesinin de video oyunlar oynadığı göz önüne alındığında, oyun benzeri mekanikleri oyun dışı bir bağlama taşımak güzel olabilir. Puanlar, rozetler ve liderlik tahtaları öğrenmeye kişileri çekebilir. Örneğin biz Shell’de kişilerin topladığı kupa ve yıldızları yaka kartlarına basıp istasyonlara gönderiyoruz. Bu harika bir deneyim sunuyor. 

Öğrenmenin ve oyunların birleştirilmemesi gerektiğini düşünen kişiler de var. Ancak yine de gelişim programlarında bulunan oyun benzeri mekanikleri sevdiğimizle ilgili kanıtlar var. Bu şekilde davranışları şekillendirmek için tasarlanan sadakat programlarına katılıyoruz.  

Biz oyunlaştırma kavramını tek başına tercih etmiyoruz, bunun yerine motivasyonel tasarım olarak adlandırılan stratejiyi daha çok tercih ediyoruz. Online eğitimlerden ayrılma istatistikleri ve öğrenme davranışlarını şekillendirmek için oyunlaştırmanın kullanılmasının potansiyel yararına baktığımızda, eğitimler için mevcut oyunlaştırma stratejilerinde aradığımız etkiyi tam olarak gözleyemedik.  

Geleneksel oyunlaştırma yaklaşımlarındaki problem; kişilerin aynı ödülü / rozeti kazanmaktan bıkmaları, ödül yorgunluğu ve ilgisizliktir. Ödüller öğrenme davranışları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip değildir. Yeterince önemsenmezler ve iyi kurgulanmazlarsa projeler ortada kalır. 

Ayrıca, bu dijital etiketler (rozet, kupa, yıldız) yetişkinler arasında değersizdir. Bunun yerine motivasyonel rozetlerin kullanımına yer verilmelidir. Üstelik bunlarla ne yapıyorsunuz ve kime gösteriliyor? Kişiler rozetlerini gelecekteki referansları için dijital portföylerinde mi topluyorlar, hayır!. Sosyal medyada paylaşıyorlar mı, hayır! Peki ofiste mi sergileniyor? Tıpkı çocukluk ödülleriniz, madalyalarınız ve çıkartma kitaplarınız gibi, bu rozetler de genellikle bir kutuya atılıyor ve kayboluyor.

Geleneksel oyunlaştırma yaklaşımı, kişinin puan kazandığı veya yakaladığı ve zaman içinde sistematik bir şekilde seviyeleri geçtiği kurgularla yapılıyor. Oysa daha ilgi çekici bir oyun sistemi belirsizlik unsurlarını içerisinde dahil edebilir, kişiye seçim yaptırarak kişiselleştirilmiş ödüller verebilir.

Ayrıca hedef kitlenin kim olduğunun anlaşılması ve oyunlaştırma yaklaşımının mevcut ilgi alanlarına ve kişilerin motivasyonlarına uyacak şekilde tasarlanması çok önemlidir. Oyunlaştırma deneyimini öğrenmede daha da iyi hale getirmek için ödüller; alıcının öğrenmesini veya gelişmesini sağlayan fırsatlar veya gerçek öğeler sunarak, öğrenmeyi daha da geliştirecek mekanizmalar içermelidir.  

Bu iş tam ve doğru yapıldığında, kişinin organizasyonla olan duygusal bağlantısını da güçlendiren motivasyonel tasarım ortaya çıkar ve bu kavram aslında çok daha büyük bir amaç ve destek sunar.

Öğrenme programlarınıza oyunlaştırma eklemeyi göz önünde bulundurmanın bir başka nedeni de mikro eğitimler. Artık ne yazık ki böyle bir terim var. Çünkü kişiler uzun eğitim modüllerini tamamlamakta zorlanıyor, biz de eğitimi ufak parçalara bölüyoruz. Özetle kısa vadeli ihtiyaçlar ve istekler anlık mutluluklar çağımızın bir gerçeği oldu. 

Bu yazıda olumsuz açılarını ele alsak da oyunlaştırma, zamanında geri bildirim ihtiyacımızı beslemeye yardımcı ve uzun bir eğitim programında küçük başarıları kutlamaya yardımcı olur. Ayrıca, ürün ve hizmet anlayışını geliştirmek için büyük bir ihtiyaç duyulan müşteri eğitimleri için de giderek daha sık kullanılıyor. 

Etkili öğrenme tasarımıyla yani içerikle birleştirildiğinde, oyunlaştırmayı öğrenme programlarınıza dahil etmek, öğrenen motivasyonunu ve katılımını arttırmanın ve markanızla olan kişisel bağlantıyı geliştirmenin güçlü bir yolu olabilir.  Özetle kendi oyunlaştırma stratejilerinizi iyi kurgulayın, motivasyon ve bağlılığı da artırın diyoruz ve uyarıyoruz: Sakın yapmış olmak için yapmayın. 

Sevgi ve saygılarımızla.