Infinity ELearning

Kurumsal Blog

Mutluyken Daha İyi Öğreniriz! E-Learning’i Olumlu Duygularla Nasıl Etkili Kılabilirsiniz?

Almanya Stuttgart Uygulamalı Bilimler Üniversitesi E-Eğitim Bilimcisi ve Kültürlerarası İletişim Profesörü Frank Thissen’in bir makalesinde yer alan; “Önce duygu vardır, arkasından idrak ediş gelir” diyor, yazımızın teması da bunun üzerine olacak sevgili okurumuz.  

E-eğitimde duyguların rolü konulu geniş çaplı bir araştırma yapan Profesör Thissen daha da ileri giderek şunları söylemiş: Olumsuz duygular, en küçük ayrıntılar da dahil olmak üzere verileri net olarak hatırlamamızı sağlamaya eğilimliyken, olumlu duygular daha karmaşık şeyleri hatırlamamıza yardımcı olmaktadır.

İşte bizim de uzun süredir anlatmaya çalıştığımız şey aslında buydu: Etkili bir uzaktan e-eğitim tasarımı olumlu duyguları harekete geçirmelidir. Eğer eğitimi alanlar kendilerini güvende, mutlu ve tatmin olmuş hissederse, öğrenmekten de kesinlikle zevk alacaklardır. Bizimkilere e-öğrenme uygun değil, biz bu işi başaramadık, tutturamadık diyen kurumsal İK yöneticilerine sesleniyoruz:

Sorun teknolojide değil, sorun e-eğitim ortamlarının tatsız ve sıkıcı iletişimde bulunması ve öğrenmenin yalnızca kavrayışla ilgili kısmına hitap etmeleridir. Olumlu duygular öğrenme için gereklidir. Dünyada olup bitenleri bilmemizi sağlayan merak ve keşfetme güdülerini açığa çıkarır.


İncelediğimiz birçok çalışmada mutluluğun akademik başarıyı etkileyebileceğini gözlemledik. Bu çalışmalar duyguların kişilerin öğrenme stratejilerini, bilişsel kaynaklarını, motivasyon ve akademik başarılarını önemli ölçüde etkilediğini ortaya çıkarıyor. Mevcut eğitim programlarının mutluluğu artırmadığını hepimiz biliyoruz.

Dolayısıyla diyoruz ki; şu an geleneksel yaklaşımları değiştirme zamanıdır. Gün, duyguyu geri getirme ve onu idrak kabiliyeti ile birleştirme günüdür. Bizim işimiz e-eğitim olduğu için, biz duyguları elektronik ortama aktarmaya çalışıyoruz. Bu durum klasik bir sınıf eğitiminde eğitmenin arada bir anlamlı fıkra anlatmasından çok daha zor takdir ederseniz :).
E-eğitim programlarımızı tasarlarken göz önüne aldığımız öğrenmeyi etkileyen olumlu duygular nelerdir? Şimdi gelin kısaca bunlardan söz edelim.


1. İnanç

Kişilerin eğitim alırken aşama kaydetmesinde telkin edici olduğu için “inanç”, tüm başarıların temeli olarak görülür. Uzaktan eğitim derslerinizde kullanıcılarınıza başarabileceklerini hissettirin. Öğrenme konusundaki amaçlarına ulaşmaya yeterli olduklarına kesinlikle inanmaları gerekir.

Kullanıcılarınızın inanç ve sebat duygularını geliştirmeyi sağlamak için kullanabileceğiniz strateji listesinin bir kaçını listeliyoruz:

  • Her bölüme eski bilgileri etkinleştirerek başlayın. Eski bilgi veya deneyimlerini o anda öğrenmekte oldukları bilgiler ile birleştirmelerine izin verin.
  • Onları sıkça cesaretlendirin. Sizin övgünüzü gerçekten kazanmalarını ve böylece e-eğitime küsmemelerini sağlayın.
  • Onlara ne kadar ilerleme kaydettikleri hakkında fikir verin. Hiçbir çabalarının boşa gitmediğini gösterin.
  • Uzun uzadıya görevlerle, ödevler ve alıştırmalarla onları bunaltmayın. Bunları küçük bölümlere bölerek yapılmalarını kolaylaştırın.


2. Eğlence ve Zevk Alma

Kullanıcılarımız e-eğitimleri ve içerisindeki alıştırmaları eğlenceli ya da akıcı olduğu için yaptıklarında, sonunda ödüllendirilmeseler bile o işi yapmaya devam ederler.
Buna aynı zamanda öz motivasyon denir ve bu daima işe yarayan tek motivasyon kaynağıdır. Ancak öz motivasyonu zorla sağlayamazsınız, örneğin motivasyon için genel bir e-eğitim tasarlayabilirsiniz. Buradaki anahtar kelime, hedef kitlenize kendi beceri seviyelerine ve öğrenme ritimlerine uygun rekabet duygusunun aşılandığı e öğrenici olabilmeyi öğretmektir. 
Aşağıda, yine kullanabileceğiniz bir kaç strateji listeliyoruz:

  • Ders içeriğini, her bir kişinin ihtiyacını karşılayacak şekilde elden geçirin. Hedef kitle analizi çok önemli, unutmayın, kendilerinden bir şey mutlaka bulmalılar.
  • Amaca yönelik eğlenceyi hedefleyin, abartmayın. Asıl amaçtan uzaklaşmadan ondan tümüyle zevk alacağı bir oyun gibi tasarlayın.
  • Sıkıcı olmayın; ders içeriğine biraz mizah duygusu ekleyin, aksi halde dersiniz tatsız geçer. Hedef kitlenizi kahkahalarla güldürmeniz gerekmez, yeni içeriği almaya hevesli olmaları yeterlidir.


3. İlgi

İlgiyi ateşleyen ve çoğaltan unsurlar vardır. Bunlardan bazılarını saymak gerekirse; ilgi çekici görseller, açık grafikler, örnekler, net hedefler ve zorlayıcı alıştırmaları sayabiliriz. Kısaca bunlar, kişileri düşünmeye ve eyleme teşvik eden içerikler olmalıdır.
Bir de kişilerin ilgi duymadığı ve onların ilgisini azaltan şeyler vardır. Bunlardan bazıları: aynı anda ortaya konulan çok fazla ayrıntı veya bilgi, tablo, grafik olarak verilen konuyla ilgisiz veriler ve “dolgu yazılar” ya da anlamsız görsel öğeler. Bunların hepsi kişileri sıkar.
Gizli tuzaklardan sakının ve ilgiyi “etkinleştirme” üzerine odaklanın. Ders içeriğiniz gerçekten ilgi çekici mi? Bunu anlamak için kendinize aşağıdaki soruları sorun:

  • Hedef kitle bu yeni bilgileri gerçekten yararlı alanlarda kullanabilecek mi?
  • Gerçekten kafalarını karıştıran bir konuyu öğrenip anlayabilecekler mi?
  • Bu, onların gizli kalmış yeteneklerini ve keşfedilmemiş kabiliyetlerini keşfetmelerini sağlayacak mı?


4. İnanılırlık ve Güven

Öğrenim sürecinde güvenilir ve inanılır olarak algılanmak önemlidir. Hedef kitleniz ancak size güvendiğinde ve inandığında ödevlerini tamamlamak için zaman ve kaynak harcamaya eğilimli olacaktır. Acı ama ne yazık ki aksi durumda yarım bırakıp giderler, bir daha da gelmezler.
Dinleyicilerinizin güven ve saygısını kazanmanın yolları:

  • Onlara güvenin, aptal muamelesi yapmayın.
  • Önce onların ilgisini koruyun. Bunu aslında kolay olduğu için mi yapıyorsunuz? Yoksa görevlerini tamamlamaları için işleri onlar adına kolaylaştırıyor musunuz?
  • Küçük şeyleri dikkate alın. Hatalar, hatta en küçükleri bile içeriğinizin algılanan inanılırlığını azaltabilir.
  • Düzgün ve profesyonel görünen bir ara yüz tasarlayın. Gezinti düğmeleri ve yazı karakterleri hedef kitlenizin güvenini etkiler.

Buraya kadar 4 önemli unsuru kısaca iletmeye çalıştık. Son söz; siz siz olun, teknolojinin hedef kitlenizi ve çalışanlarınızı hayal kırıklığına uğratmasına izin vermeyin. İçerikle ağırlaşan e-eğitimlerinizin temposunu artırın, kişileri mutlu edin, mutlu içerikler tasarlayın.


Gelin sizi bu yeni kavramla, mutlu içeriklerimizle tanıştıralım.
Çünkü giderek öğrenilecek şeyler artıyor ve zaman da kısalıyor.

Sevgi ve saygılarımızla.