Infinity ELearning

Kurumsal Blog

Başarılı Sonuçlar Aldığımız Yeni Vizyonumuza Nasıl Ulaştık?

Teknolojik bir ürünün, özellikle de bir yazılımın tasarımını çok iyi yapmak istiyorsanız, onu gerçekten iyi anlamanız ve derinlemesine özümsemeniz gerekir. Basitçe yemek örneğinden gidersek; örneğin yemeği hızla bilinçsizce yutuvermek yerine iyice çiğnemek ve tadını çıkarmaktan söz ediyorum. Bunu bir yazılım ürününe uygulayabilmek sabırlı bir bağlılık gerektirir. Oysa pek çok girişimci ürünü oluştururken ne yazık ki buna tam olarak zamanını ayırmaz.

Örneğin kendimizden örnek verirsek, 30 yılı aşkın e-öğrenme işindeyiz ve neredeyse son 10 yıldır da Türkiye’nin en iyi kurumsal öğrenme yönetim sistemi haline gelmiş bir ürünü yönetiyoruz. Ama ne zaman ürünü kendi şirketimizde derinlemesine kullanmaya başladık, işte o andan itibaren işler değişmeye başladı. Yeniden tasarıma giriştik, ama burada bir grafik tasarımdan değil tüm işlevleriyle bütünsel bir ürün tasarımından söz ediyoruz.

Peki ilk olarak işe nereden başladık? Müşterilerimizin fikir yağmuru ile zaman içerisinde biz farkında olmadan giderek karmaşıklaşan ürünü önce yalınlaştırdık. Çünkü basitlik veya buna yalınlık da diyebiliriz, aslında tüm olanca karmaşıklığın çözümlenmiş bir halidir. Ve gerçekten de oldukça zor bir iştir. Tek bir piksel, renk, ekranda görünecek bir sayı veya bir işlev için saatlerce ekip tartışmaları yapmanız gerekir.

Hemen bu noktada acaba müşterilere gitsek mi diye de düşünmedik değil. Hazır Tasarım odaklı Düşünmenin de popüler olduğu günlerde bir odak grubu belirleyebilir, onlara ne istediklerini sorarak ilerleyebilirdik. Sonra geçmişteki birikimle ortaya çıkan ürünün aslında bu şekilde oluştuğunu fark ettik. Hemen Steve Jobs, Henry Ford gibi büyük inovasyon hocalarına başvurduk. Ve şaşırtıcı olan şuydu; onlar dünyayı değiştiren inovasyonları odak gruplarıyla yapmamıştı. Her zaman müşterilerle birlikte inovasyon yapılamayabilir mi acaba diye düşündük! Bu durum günümüzde popüler olan tasarım odaklı düşünmeye oldukça da ters değil mi? Hocaların dediğine göre müşteriler bazen ne istediklerini bilmezmiş. Hatta Henry Ford: “Eğer müşterilerime ne istediklerini sormuş olsaydım daha hızlı bir at yanıtını alırdım” demiş.

Bu kadar da katı olamayız tabii ki, ama ortaya şu çıktı. Ürünü kendi kullanımımızla yeniden tasarladık, prototip halinde bazı müşterilere açarak deneyim kazandık, sonra tamamen sadeleştirdik ve yenilendik. Çok iyi geri bildirimler aldık, o kadar beğenildi ki biz bile biraz şaşırdık açıkçası, bu kadar dev bir kitleye ürün sunduğunuzda herkesi mutlu edebilmek gerçekten kolay değil.

Ve sonrasında çalışma ilkelerimizde biraz değişiklik yaptık. Peki nedir bunlar? Kısaca aktaralım.

  • Artık nazikçe otoriter olacağız. Muhteşem bir çözüm sunuyoruz, biraz daha merkezileşeceğiz, inanın bu sayede çok daha yalın ve çevik bir ürün ortaya çıktı. Ve bu durum çok işe yarıyor.
  • En büyük ilkemiz basitleştirmek, yani yalınlaşmak, gereksiz her şeyi çıkarıp atacağız ve bunu da yapıyoruz. Bazen yalınlaşırken çok sevgili müşterilerimize nazikçe “hayır” demek zorunda kalacağız.
  • Her fikri prototip haline getirip alternatiflerini üretip test ettikten sonra uygulayacağız. Ama o zaman da işler çok uzun sürmez mi diyebilirsiniz? Kesinlikle hayır, çünkü süreçleri hızlandırdık, yeni araçlar keşfettik ve harika bir şekilde kullanıyoruz, size bir sır verirsek, işimizde verimlilik için kullandığımız 100’den fazla yazılım var. Yeni fikirleri de öncesinde müşterilerimize prototiplerle sunuyoruz.
  • Çok ince detaylara kadar tasarım yapacağız. Ayrıntılara ineceğiz. Hiçbir küçük ayrıntıyı kaçırmayacağız.
  • En başına dönmekten tekrar başlamaktan korkmayacağız. Örneğin 3-4 yazılımcı ayırarak bir yıla yakın bir sürede ara yüz yenilemiştik, ama yanlış teknoloji seçtik. Tekrar başa döndük ve farklı bir teknoloji ile 2 ayda tekrar yeniledik. Ve gerçekten yeni baştan yapmaya değdi.
  • Yeni fikirler üretmeye devam edeceğiz, yeni şeyler denemekten asla vazgeçmeyeceğiz. İnovasyonu trend değil bir sistem haline getirdik.
  • Tasarımın sadece biçim değil daha çok işlev olduğunu onunla bütün olduğunu asla unutmayacağız.
  • Çalışanlarımıza yatırım yapacağız, onları sürekli geliştireceğiz. Küçük bir ekiple çalışmaktan vazgeçmeyeceğiz. Artık kendi ekibimizle de performans değerlendirmeyi süreçlerimize dahil ediyoruz. Yıllardır performansa odaklanmadan eğitim gelişim planlarını yürütmüşüz, bir bütün olduğunda ve entegre kullanıldığında harika sonuçlar çıkıyor.
  • Her zaman en yüksek kalitenin peşinde koşacağız. Mükemmellik, işleve odaklanmış tasarım, her zaman pazarlama ve iletişim gözüyle bakabilmek, kullanım kolaylığı ve uyumluluk yeni standartlarımız oldu ve olacak.
  • Bizim gizli formülümüz aslında çok net; e-öğrenme içeriklerinin, yazılımla yani InfinityLMS ile birlikte sunulan hizmetlerin kusursuz bir şekilde bütünleştirilmesi. Ne kadar basit bir cümle gibi duruyor değil mi? Bir de bize sorun.

Günümüz IT dünyasında giderek karmaşıklaşan işlerin başında iyi bir orkestra şefinin de olması gerekiyor, burada mükemmel ekibimizle birlikte CEO’muza pay çıkarmadan geçmiyoruz. Küçük şirketimizle çok büyük işler başarırken, sizlerle de deneyimlerimizi ve hikayemizi paylaşmak istedik.

Sevgi ve saygılarımızla.